Gözde Can Köroğlu
Gözde Can Köroğlu (d.1989, İstanbul) 2013 yılında Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Heykel Bölümü’nde lisans eğitimini tamamladı. 2011 yılında Kadıköy’de atölyesini kuran Köroğlu, bir yandan da uzun yıllar Fransa’da kariyerinde ilerlemeye devam etti. 2009 yılında Toulouse Carcassonne’da bulunan Assocition Saint-Henri sanatçı rezidansına uzun dönem katılım sağlayan sanatçı, yurtiçi ve yurtdışında birçok karma sergiye katıldı. İlk kişisel sergisi “Bedeni Aşmak”ı 2016’da Médiathèque Françoise-Sagan, Acort ve Paris Belediyesi partnerliği ile La Rotonde de la Mairie du 10e Paris’te açtı.
Sanatçı, çalışmalarına İstanbul Kadıköy’deki atölyesinde devam etmektedir.
Seriler halinde çalışmayı tercih eden Köroğlu, 2014 yılından beri Morphosis, Akışkan Formlar, Girift Formlar, Özgürleşme, Beyaz Üzerine Beyaz gibi birçok farklı seri üzerinde çalışmaktadır. Sanatçı, kompozit, bronz, terracotta, kağıt üzerine porselen, kumaş üzerine monotip baskı gibi bir çok farklı malzeme kullanmaktadır.
Eserleri; beden politikaları, toplumsal cinsiyet kavramı, cinsiyetsizlik, inşa edilebilir kimlik, kabul edilmiş normlarım yeniden inşası, formsal entropi, tanrıça arketipleri, mekan olarak beden / değiştirilebilir beden gibi konulara odaklanır.
Bir mekan olarak yaşanan beden, belirli bir sosyo-kültürel bağlamda hareket eden ve deneyimleyen fiziksel bedendir. Kişi, an be an bedeninin kendisine sunduğu maddi olgular ve bu olguların çevresiyle kurduğu ilişkiler ile kaçınılmaz olarak karşı karşıya gelir. Bedenindeki organların belirli bir hareket ve duyu kapasitesi, belirli ölçüleri ve sayıları vardır. Tüm organlarının kendine özgü ve belirli sınırlar içinde estetik nitelikleri vardır.
Ten rengi belirli bir renk skalası dışına çıkamaz. Yerçekimiyle dünyaya çivilenmiş bir dikey çizgi olmaktan başka çaresi yoktur. İnsanlar arzu ve duygularını, belirli beden kategorilerinde yaşamak durumunda kalır. Yaşanan beden biçimsel olarak her duygunun, arzunun, ya da durumun getirdiği hareketliliğe karşılık vermekte yetersiz kalabilir ve aksi sadece sanatta mümkündür.
Esra Aliçavuşoğlu’nun yorumu ile “ Bedenin yerleşik estetik algısını bozarak, bilinçli biçim bozmalara giden sanatçı, uzuvları kimi zaman uzatarak, kimi zaman yok ederek, kimi zaman ise yerlerinden kopararak farklı bir gerçeklik algısı oluşturuyor. Gözde Can Köroğlu, bedende yarattığı bu deformasyonların yanı sıra uzuvlara, torsolara odaklandığı kimi yapıtlarında ise bedenin saf gerçekliğini özellikle estetik beklentinin çok ötesine taşıyarak gerçek “gerçeği” sorgulamamıza olanak sağlıyor. Sanatçının insan bedenine ilişkin geliştirdiği bu dışavurumcu yorum ve çözümleme çabaları, yüzyıllardır üzerinde düşündüğümüz sorulara ilişkin bireysel bir tavır ortaya koyuyor. Ya da hemen her gün zihnimize pompalanan gerçekdışı ideal bedenlerin öteki yüzünü görünür kılıyor.“