MEMO

MEMO’nun üretimleri tuval üzerine kömürle çalışılmış ve özel bir teknikle oluşturulmuş eserlerden oluşuyor. Sanatçı, eserlerindeki beyaz dikiş efektini çizerek değil kullandığı kömür kalemi ustalıkla silerek yaratıyor. Bu hassas yöntem, yoğun siyah kömür ile yüzeyde güçlü bir kontrast oluşturma ve silme izleriyle karakterize ediliyor. Ancak bu dikişler, bir tamir ya da ekleme değil; aksine, eksiltilmiş bir şeyin izini taşıyor. Bu detay, eserlerin el işçiliği ile dijital modelleme arasında gidip gelen estetiğini güçlendiriyor ve ayı figürlerine kaybolmuş ya da yeniden programlanmış bir varlık hissi veriyor.

Sanatçı, peluş oyuncakları andıran figürleri yumuşak ve üç boyutlu bir şekilde tasvir ederek, onların dijital bir ara yüzeyde ya da sanal bir mekânda var oluyormuş gibi görünmesini sağlıyor. Kompozisyonlardaki tekrarlar hareket hissi yaratırken, ızgara benzeri dikiş efektleri hem dijital modellemeyi çağrıştırıyor hem de bir tür bellek izi hissi uyandırıyor.

Bu seri, nostalji, seri üretim ve dijital çağda kimlik gibi temaları ele alıyor. Sanatçı, geleneksel çizim yöntemlerini yeniden yorumlayarak silme işlemini bir iz bırakma tekniğine dönüştürüyor ve böylece eserlerine hem fiziksel hem de kavramsal olarak yeni katmanlar ekliyor. Ritmik dizilimler seri üretim ve klonlama kavramlarını çağrıştırırken, bazı figürler havada süzülüyor, yürüyormuş gibi görünüyor ya da birbirleriyle etkileşime giriyor. Bu neredeyse sürreal atmosfer, figürlerin donuk ifadeleri ve geometrik yüzeyleriyle birleşerek onların geleneksel “sevimliliğini” bozuyor ve izleyiciyle arasına kavramsal bir mesafe koyuyor.

MEMO’nun son dönemlerde ürettiği bu serisi, varlık ve yokluk, form ve boşluk, hafıza ve maddesellik arasında güçlü bir görsel ve kavramsal oyun sunuyor.

CV