Pg Art Gallery, Cansu Sönmez’in “Bu Nasıl Uygarlık?” başlıklı ilk kişisel sergisini Tomtom Mahallesi No:10’da sanatseverle buluşturmaktan mutluluk duyar. Sönmez’in “Uygarlık nedir?” sorusunu ve uygarlığın yarattığı kent olgusunu yapı bozuma uğratarak ele aldığı üç farklı serisinden çalışmaların yer alacağı sergi, 17 Eylül - 05 Ekim 2019 tarihleri arasında ziyarete açık olacak.
Uygarlık sözcüğünün İngilizce karşılığı ‘civilization’ın kökeni, latince ‘civitas’ yani ‘kent’tir. Aynı kökten gelen ‘civil’ kelimesi ise ‘kentli’ anlamına gelmektedir. ‘Peki bugünün dünyası için “uygar” sadece “kentte yaşayan insan” anlamına gelebilir mi? Çağlar içinde gelinen uygar dünyayı düşündüğümüzde hem doğayla, hem de kendinden olmayanla uyum içinde yaşayabilen, daha duyarlı insanları düşleyebilmemiz gerekmez mi? Sonuçta uygarlık artık kendi oluşturduğu kentlerde yaşayan insanın, bir üst zihin seviyesine çıkmış olmasını gerektirmez mi? Görünen o ki kentte yaşayan her insan aynı oranda uygar değil. Bugün çeşitli nedenlerle bulunduğu çevreye aykırı binaların yapılmasını teşvik eden söylem, yaşadığımız kenti kendi öz doğasından kopmuş kurgu yapılarla doldurmuş, dönüştürmüştür. Toprak sahibinin göklere kadar olan imar izniyle uzayıp giden sıkışık binalardan oluşan kentlerde depresif bir duygu ortamı da yaratılmıştır. Yalıtılmış bir hayatın pazarlandığı, göğe uzanan yapıların anıtsal mezarlara dönüştüğü kentte sisteme direnemeyen nesil, ekolojisi altüst olmuş bu dünyada var olabilecek midir?
Bir süredir distopya konusunu inceleyen, son iki yılında ise çalışmalarında kenti irdeleyen Cansu Sönmez bu sergide Philip K. Dick’in “Androidler Elektrikli “Koyun Düşler mi?” romanından esinlenerek ürettiği “Conapt” serisinde; yüksek binalarda yer alan dairelerde hiçbir şeye ihtiyaç duymadan, birbirlerinden yalıtılmış halde yaşayan sakinleri ele alır. Bu sergi için oluşturduğu kuşbakışı beton bir şehir hissini veren çalışmasında ve inşaat malzemelerinden oluşturduğu yerleştirmesinde yalnızlık duygusu irdelenmektedir. Dick’in aynı romanında 3. Dünya savaşı yeni bitmiş ve dünyayı radyoaktif bir toz bulutu sarmıştır. Toz bulutundan kaçarak yaşayan insanlar, oluşturulan conapt binaların içinde sıkışmış ve mutsuz halde duygularını aramaktadırlar. 21. yy’ın başlarına atfedilen romandan ilhamını alan Sönmez, ‘Conapt’ serisinde içinde bulunduğumuz benzer bir durumu gözler önüne sermektedir.
Sanatçı 2019 tarihli son çalışmalarını da bu sergide yeniden yorumlayarak izleyene sunmaktadır. Sönmez’in “Yetişkinler İçin Oyun Alanı’’ adlı çalışması ülkemizde çarpık kentleşmenin yarattığı distopik durumu ele alır. Barbarların oluşturduğu korkutucu şehri, eleştirel bir şekilde anlatan yerleştirme bu sefer legolardan yükselen mors alfabesiyle alanda dile gelir.
Serginin alt katındaki “İmkansız Oyun” adlı yerleştirmede ise eleştirmeyi unutmuş toplumların hırsla elde ettiklerinin gelip geçiciliğini anlatır. Kırmızı Kraliçe’nin Alice’e iş anlaşması için önerdiği teklif gibidir her şey: “Dünün reçeli yok, bugünün reçeli yok, yarının reçeli var.” “İmkansız Oyun” hiç gelmeyecek bir reçel için kendinden vazgeçen insanların oyunudur. İç içe geçmeyen bu minik legolar, izleyiciyi olmayacak bir kurguyu gerçekleştirmeye davet eder.