Pg Art Gallery, 7 Temmuz - 20 Ağustos tarihleri arasında doğanın en zarif ve kırılgan yapılarından biri olan deniz kabuklarına odaklanan grup sergisi “Hiç Var Olmamış Kabuklar Rüyası”na ev sahipliği yapmaktan mutluluk duyar.
Sergide yer alan eserler, Hasan Güleşçi’nin yıllar içerisinde özenle oluşturduğu ve 2019 yılında Bodrum Deniz Müzesi’ne bağışlanan 6000 parçalık deniz kabuğu koleksiyonundan ilhamla üretildi.
“Hiç Var Olmamış Kabuklar Rüyası” deniz kabuklarının biçimsel ve düşünsel olanaklarını merkezine alarak, farklı disiplinlerden gelen sanatçıların doğayla, bellekle ve dönüşümle kurdukları ilişkileri bir araya getiriyor. Bu sergi, izleyiciyi kabuk metaforu üzerinden doğanın estetik diliyle, insanın içsel dünyası arasında kurulan ince bağları keşfetmeye davet ediyor. Kabuk; kimi zaman bir sığınak, kimi zaman bir kalıntı, kimi zaman da bir iz olarak ele alınıyor. Farklı malzemeler kullanılarak her sanatçının kendi üretim dilinden ortaya çıkan eserler; doğanın biçimsel hassasiyetini, teknolojinin potansiyeliyle yeniden düşünme fırsatı yaratıyor. Sergi, bu çok katmanlı anlam alanını genişletirken, kullanılan malzeme ve tekniklerle de izleyiciye çok yönlü bir deneyim sunuyor.
Bazı üretimler, yapay zeka teknolojilerini kullanarak var olmayan deniz kabuklarının düşsel formlarını simüle ederken, biçimin katılığıyla hafızanın akışkanlığı arasında bir diyalog kuruyor. Bazı işlerse cam, yün ya da kum gibi malzemeler aracılığıyla doğanın içinde gizli olan zamanın izlerini bedensel bir anlatıya dönüştürüyor. Organik olan ile yapay olanın, geçmiş ile geleceğin, kırılganlık ile dirençli olanın iç içe geçtiği bu görsel dil; sanatçıların doğaya yalnızca bir temsil aracı olarak değil, bir düşünme biçimi olarak yaklaştığını gösteriyor.
Kabuk formunun spiral yapısı yaşam döngüsüne, içe kapanan yüzeyi korunmaya, parlak dokusu hatırlamaya ve anlatmaya açılıyor. Bitkiler, mercanlar, istiridyeler ya da suyun formu; her biri farklı bir sanatçının yaklaşımıyla yeni anlamlar kazanıyor. Resimlerde zaman askıya alınıyor, mekânlar yarı terk edilmiş bir hisle izleyiciyi durmaya, bakmaya ve hatırlamaya davet ediyor.
“Hiç Var Olmamış Kabuklar Rüyası”, doğanın narin yapılarıyla insanın kırılganlığını bir araya getiren bir sergi olmanın ötesinde, çağdaş sanat üretiminde malzeme, biçim ve düşünce arasında kurulan diyaloğun güncel bir yansımasını sunuyor. Her bir yapıt, bu diyaloğun farklı bir dilini konuşuyor; birbirinden farklı yollarla aynı soruları soruyor: Hafıza nedir? Korunmak neye benzer? Doğayla kurduğumuz bağ ne kadar gerçek, ne kadar hayal?
Sergi, bu sorulara doğrudan cevap vermek yerine; izleyiciyi kendi yanıtlarını düşünmeye çağıran bir alan açıyor. Bizi zamanla, bedenle, doğayla ve kendimizle yeniden karşılaştırıyor.








