Summer Show III

15 Temmuz- 10 Eylül

Pg Art Gallery, 15 Temmuz  – 10 Eylül tarihleri arasında, Derya Geylani, Ali Şentürk, Ayla Turan, MEMO, Je M'appelle Macid, Hasan Pehlevan, Devran Mursaloğlu ve Ayşe Gül Süter'in eserlerinin sergilendiği "Summer Show III" sergisine ev sahipliği yapıyor.

Sergi, sanatçıların ellerinde yeniden şekillenen ve anlam kazanan tanıdık imgelerle dolu bir dünyayı gözler önüne seriyor. Bu eserler, galerinin sessiz duvarları arasında yankılanan geçmişin hikayelerini ve bugünün izlerini taşıyor.

Derya Geylani, camın kırılganlığı ve porselenin zarafeti ile yarattığı eserlerinde, zamanı dondurduğu ‘Baharı Getiren Bulutların Coşkusu’ serisiyle izleyiciyle buluşuyor. Antika çay fincanları ve çaydanlıkların içinden sıçrayan cam damlalarıyla, geçmişin donmuş anlarını yeniden canlandırdığını görüyoruz. İzleyici, bilindik nesnelerin içinde saklı anılara dokunarak, zamanın ötesine bir yolculuğa çıkıyor.

Ali Şentürk, beyazın nötrlüğü ve ifadesiz yüzlerin gizemini kullanarak, duyguların derinliklerinde bir yolculuğa davet ediyor. 'Ben sana değil, parçalarına aşık oldum' ismini verdiği eseri aracılığıyla bireyin benliğinin ne çok katmanı olduğunu düşündürüyor. İnsan ruhunun karmaşıklığını ve çok yönlülüğü üzerine düşünsel bir sürece başlıyoruz.

Ayla Turan'ın, ‘Let me Tell You a Secret’ eserinde ise, saf sevgiyi yansıttığını hissediyoruz. Aralarındaki sessiz ama güçlü bağ, izleyiciyi duygulandırarak çocukluğun en masum ve dokunaklı anılarına götürüyor. Çocuk ve köpeği arasındaki bu samimi etkileşim, izleyiciye sevginin en yalın ve saf halini hatırlatıyor.

Kömür ve karakalemin alışılmışın dışındaki kullanımıyla farklı bir yaratım sürecinde  eser veren MEMO, yarattığı güçlü kontrastlar ve dokusal zenginlik ile hareket halindeki teddy bear’lar ile izleyiciye görsel bir hikaye anlatıyor.

Je M'appelle Macid'in, kendi söylemiyle otobiyografik olarak tanımladığı resimleriyle, sanatçının ruh dünyasına yakından  şahitlik ediyoruz. Her fırça darbesi ve eserlerinde yer verdiği her bir karakter aracığıyla kişisel anıların ve duyguların onda bıraktığı izlerini seyirciye gösteriyor.

Ayşe Gül Süter’in, camın eşsiz doğasını ışıkla buluşturduğu Path of Light serisinden eserler bizi galeri mekanına girdiğimizde ilk karşılayan işler oluyor. Işığın kırılması ve yansımasıyla oluşan illüzyonlarla, camın ve ışığın renkli anlatısını deneyimliyoruz.

Devran Mursaloğlu, toplumsal alanı en temel simgelerle doldurulabilecek boş bir kâğıt olarak hayal eder ve bu hayali, beyaz kağıtlarla oluşturduğu ahşap bir çerçeve içindeki eseriyle somutlaştırdığını görüyoruz. Kağıtların bir arada düzenlenmesiyle yaratılan boşluklar ve yüzeyler, izleyiciye yalın hem de derin metaforlar taşıyan bir deneyim sunar.

Formun gücüne olan inancını eserlerinde yansıtan Hasan Pehlevan, "algı ve yanılsama" temasını işler. Tarihsel açıdan büyük öneme sahip formları yeniden restore ederek, onların öncesi ve sonrası arasındaki dönüşümü gözler önüne serer.

"Summer Show" sergisi, her bir sanatçının kendine özgü perspektifiyle, geçmişin anılarını ve bugünün izlerini yeniden yorumluyor. Sergi, izleyicilere yeni ve derinlemesine bir bakış açısı sunarak, onları içsel bir keşfe davet ediyor.