Börte İpek’in ilk kişisel proje sergisi “Canavarların Arasında Yaşıyoruz” 22 Şubat – 13 Mart tarihleri arasında Pg Basement’ta izleyici ile buluşuyor. Sergi ile aynı adı taşıyan “Canavarların Arasında Yaşıyoruz” serisinden 9 adet diptik çalışmasının görülebileceği sergi, masallar ve gerçek yaşam arasındaki etkileyici bağı sorguluyor.
...Kurt doğru büyükannenin evine gitti. Hiçbir şey söylemeden büyükannenin yatağına giderek zavallı kadını yutuverdi. Sonra onun giysilerini üstüne geçirerek başörtüsünü de başına taktı ve büyükannenin yatağına yatarak perdesini çekti.
Kırmızı başlıklı kız ise olanlardan bir haber şekilde dışarıda taşıyamayacağı kadar çok çiçek topladı. Derken büyükannesini hatırladı ve hemen ona gitmek üzere yola koyuldu. Evin sokak kapısını açık bulunca şaşırdı, içeri girince bir tuhaflık olduğunu hissetti. Kendi kendine: "Bana da ne oldu? Neden içime korku düştü ki? Oysa ben buraya hep seve seve gelirdim" diye söylendi. Ve içeri doğru "Günaydın" diye seslendi ancak cevap alamadı. Büyükannesinin odasına giren Kırmızı başlıklı, yatağın perdesini açtığında başörtüsünü iyice yüzüne kapatmış bir şekilde yatan büyükannesini gördü ama bu işte bir tuhaflık vardı.
"Aaa, büyükanne, senin ne kadar büyük kulakların var!” "Seni daha iyi duyayım diye.”
‘'Aaa, büyükanne, senin ne kadar büyük gözlerin var!” "Seni daha iyi görebileyim diye.”
"Aaa, büyükanne, senin ne kadar kocaman ellerin var?” "Seni daha iyi yakalayayım diye!”
'Ama büyükanne, ağzın ne kadar da büyük!”
"Seni daha iyi ısırayım diye!”
Ve kurt, bunu söyler söylemez zavallı kızcağızı da yutuverdi. Karnı iyice doyduktan sonra da yatağa yattı, uykuya dalarak horlamaya başladı.
Grimm Kardeşler, Kırmızı Başlıklı Kız
Çocukluğumuzda masallar ve hikayeler aracılığıyla tanıştığımız, hayatımızın devamında deneyimleyerek de öğrendiğimiz iyi ve kötü kavramıyla bir ömür karşılaşıyoruz. Ne anlam ifade ettiklerini fazlasıyla iyi biliyoruz ve çoğunlukla kötü olmak istemiyoruz ama iyi olmanın sorumluluğunu ve yükünü de kaldıramıyoruz. Konu kendimiz olduğunda kötü olmamak için bahaneler buluyoruz. Bazen kendimizde hak görüp şimdilik kötü oluyoruz, kötüyle kötü oluyoruz, ya da iyi kılığına giriyoruz ve tamamen kötü oluyoruz. Böylece sorumluluk almadan, vicdanın sesini duymak zorunda kalmadan iyi olmanın hafifliğini yaşıyoruz. Hayata geldiğimizden itibaren anlatılan ve hayatımızın her alanında kendini var eden bu iki kavramın yani iyi ve kötünün arasında sıkışıyor, değişiyor ve uyum sağlıyoruz. Kuzu kılığında kurtlarla birlikte yaşıyoruz.