Introvert: Basit bir dil ile içe kapanan insanlar değil, enerjisini içten (kendi özünden) alan insanlar olarak tanımlanır.
Bu basit tanımdan yola çıkarak ortaya çıkarılan serginin kolektif bir ruha bürünmüş hali ile ara ara artması ve azalmasıyla beraber yaklaşık on beş kişi ile bir yıl gibi bir zamanda ortaya çıkarılması bu serginin en önemli payesi. Altı çizilen kolektivizm yaklaşımı ile sergi, sonuçtan ziyade sürece odaklanarak, devinim içinde, çoğulcu disiplinel bir yaklaşımla karmaşa, renkli ve geçişken bir imaj dünyasının birlikteliğine de vurgu yapar.
Mehmet Sinan Kuran gündelik olaylardan ve öz yaşam öyküsünden parçalarla harmanladığı bu sergisinde disiplinler arası pratiklerin ve kolektif bir üretim biçiminin altını çiziyor. Öznel yaşamından ortaya koyduğu bellekteki anlara referans olarak üretilen her bir yapıtta, plastik ve estetik dengelerle birlikte süreç önem kazanıyor. Kuran, hafızasında yer eden ve güncelliğini koruyan imgelerden yola çıkarak salt ve soğuk bir evrene binlerce çeşitli imge ile farklı bağıntılar kurduğu renkli, canlı, vital imajların bütünselliğini aktarmakta.
İroni ve zıt bir gösterge ile "Introvert" kavramını işaret eden sergi, formel estetiği kadar üretimsel sürecinde de “Introvert” kavramına tezatlık oluşturuyor. Serginin üretiminin bir yıla ulaşan zaman çizelgesi içinde çeşitli disiplinlerde alanında usta birçok sanatçı ve zanaatçı ile birlikte iş birliği kurarak, sergideki yapıtların, formsal açıdan olduğu kadar plastik dengelerini de gözeterek üretimleri gerçekleştirmişlerdir. Çoğulcu pratiklerin ön planda olduğu sergi, seramik, ahşap heykel, el dikişi ile oluşturulmuş tablolar, yağlı boyalar, çizimler, defterler, hazır nesneler ve hicivli devasa bir Istakoz heykelini kapsıyor. Kavramsal bütünlüğü açısından dinamik ve şaşırtıcı olarak nitelenebilecek sergi, içe dönük bir yapının aksine dışa dönük ironik bir yaklaşım ile ortaya koyuluyor.
Mehmet Sinan Kuran'ın akışkan ve değişken dünya hali ile ona ayak uydurmaya çalışan global insanın sentezinin sunulduğu çizimleri dünyanın biricikliği karşısında kolektif bir yapıda buluşarak çeşitleniyor ve çoğalıyor. Sergiyi ortaya çıkarırken birlikte üreten, tartışan ve çalışan sanatçı ekibi disiplinler arası bir platformda sergiyi analiz ediyor. Recep Serbest'in güçlü, pürüzsüz ve neredeyse canlanıp konuşacakmış hissi taşıyan yağlı boyaları ve sergide yer alan her bir eserdeki nice dokunuşu, Burak Ayazoğlu'nun gerçekliğinden şüpheye düşülecek kadar çarpıcı ve devasa ıstakoz heykeli, Uğur Savaş'ın üç boyutun verdiği plastik estetik ile ortaya koyduğu ahşap el heykelleri, Özgür Bayındır’ın üç boyutlu dijital modellemeleri “Pray, Çiklet, Fön ve Dali” heykelleri, Cansu Sakız'ın geleneksel Türk Sanatı'nın kökeninde yer alan seramik işçiliğini çağdaş ve sanatçının zihninden akan yapıyla birleştirdiği nizami imge yağmuru, Tuba Geçgel'in uzun süre üstüne çalıştığı el emeği göz nuru denebilecek nitelikteki ip, iğne ve kumaş ile imaj ve simgelerin kendi estetiğiyle buluştuğu göz kamaştırıcı nakış dokuması, Ömer Faruk Yaman'ın suluboyanın pastel ve şeffaf katmanları arasındaki minimal dansı ile ortaya koyduğu estetik imgeler, büyülü bir orman etkisinde olan bir yapıtın içindeki tüm düşsel görsel aforizmalar, Titi'nin kumaş ve ip arasındaki hassas ve naif dokunuşlarla yaklaştığı figürleri, Bizon Studio’nun etkileyici seramik tabaktan taşan güçlü imge çizimlerinin dünyası, varaklı, göz kamaştırıcı porselenden fön ve çiklet heykelleri ile sergideki minimal ve kırılgan yapının fiziki gösterisi, Sinem Sayar'ın kolektivizmin en güçlü yapı taşlarından birisi olarak herkese ve her şeye dokunmuş olan eli ve Recep Serbest’in ve Burak Ayazoğlu’nun katkısı ile matrak içeriklere sahip sosyal medya yürütücülüğü, Gökay Barış’ın serginin ana ve teknik malzemelerini ortaya koyarken çıkardığı afiş çalışmaları ve figürlerin vektörel çizimleri ile serginin bütünsel ve çok yönlü birleşimiyle oluşturulmuş olan etkili kolektif yapı.
Kolektif bir üretim ve çalışmanın gücüne inanan Introvert, bugünün sanat ortamında araştırmacı bir ruh ve deneysel bir bellek sonucunda bireysel olduğu kadar birbirlerine yönelerek de, el ele, neredeyse imece usulü gibi bir yaklaşımla sinerji dolu ve büyüleyici bir sergiyi ortaya çıkarıyorlar. Bugünün kötümser kaos ve krizlerine karşı, umut ve imge dünyasının iyimserliği içinde disiplinler arası bir bütünsellik içinde yapıtları üretiyorlar.
Introvert sergisi, Mehmet Sinan Kuran'ın sihirli dünyasından fırlayan figürler ile bambaşka sanatçıların da fikirsel ve sanatsal katkıları dahilinde çok disiplinli estetiklerle yorumlanarak yeni bir varoluşa bürünüyor. Kuran'ın günlük hayattan zihnine geçerek yer eden gerçek imajlar, zaman içinde süzülüp çeşitli biçimlerde ortaya çıkarak gerçekdışı simgelerle izleyiciye katmanlı bir yorum olarak sunuluyor. Sergi, birçok sanatçının bir araya gelmesi sonucunda, çoklu, katmanlı ve heterojen bir dünyanın birleştirilmesiyle homojen bir imge bütünselliğini izleyiciye sunuyor. Introvert, farklı üsluplarda çalışan sanatçılar ve yapıtları keşfetmek için eklektik ve estetik, tiyatral ve çarpıcı bir imge şöleni sunuyor!
Melike Bayık